Yazının başında ilk olarak William Edwards Deming‘den bahseyim.
Mr. Deming, Kalite Yönetimi kavramını bize tanıtan kişidir. Kendisi Amerikalı bir istatistikçidir ve 1993 yılında 93 yaşında vefat etmiştir.
2. dünya savaşı sonrası yaşanan soğuk savaş döneminde Amerika’nın üretimini yoluna koyması ve Japonya ekonomisini yükseltmesi ile tanınır.
Yazının yazılma amacı da bu zaten, Bugün Japonya ekonomisi yükselmesini bizim mevzuatlarımıza borçlu.
2. Dünya savaşının ardından Avrupa’nın sanayisinin çökmüş olması, çok fazla kayıplar vererek iş gücünün azalmış olması yüzünden üretim daha çok amerika tarafında kaymıştı.
Üretimin fazlalaşması sayesinde de Amerika Savaş sonrası dünya ekonomisinde söz sahibi olmaya başlar. Tam bu dönemde Amerika’da yaşayan Mr. Deming, kalite yönetimi konusundaki çalışmalarını tamamlayarak fabrikaları dolaşmaya ve kalite yönetimini anlatmaya çalışır.
Dünyadan gelen taleplere cevap veremeyen ve halihazırda önlerindeki birkaç yılı kapsayacak siparişler alan fabrika yöneticileri o dönem kalite yönetimi kavramını pek sallamayıp, kulak arkası ederler. Ne de olsa işler tıkırındadır.
Savaş sonrası ülkeler ekonomilerini toparlamak adına hamleler yapmaya çalışıyor, üretimi yükseltmek için girişimlerde bulunurlar.
Japonya, savaşta mağlup olduğu için amerikan işgal valisi tarafından yönetilmektedir. Ülke ekonomisinin düzeltilmesi için çalışmalar yapmakta ancak kendisi için içinden çıkamadığı için Amerika’dan yardım istemektedir. Dünya barışı için Japonya üzerine iki tane atom bombası atan Amerika, şimdi de yine barış için yaraları sarmaya çalışmaktadır. *
Bu yüzden Amerika’dan Japonya’ya istatistikçilerin gitmesi kararlaştırılır. Tabi Bir tarafta Ekonomisi iyileşen Amerika, diğer tarafta ise daha yeni iki tane atom bombası yemiş olan Japonya var. Bu yüzden bir çok bilim adamı Japonya’ya gitmeye yanaşmaz.
Bu sırada durumdan haberdar olan Mr. Deming Önce Avrupa’ya ardından da Türkiye’ye gitmek şartını koşarak Japonya işini kabul eder.
Türkiye’ye uğramak istemesindeki temel sebep, 2. dünya savaşına girmemiş olmamız ve Avrupa’ya nazaran daha verimli ve genç işçi gücümüzün olması, Üstelik “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir ” sözünü söyleyen bir ülke bilimsel gelişmelere açık bir ülke olmalı diye düşünür.
Atatürk’ün başlattığı eğitim hamlesi ile cumhuriyetin ilk yıllarında yurt dışında okumak için gönderilmiş öğrenciler yeni yeni ülkelerine dönmüş ve iş başı yapmış olduğu için hepsi Mr. Deming’in dediklerini anlarlar, üzerine konuşurlar, tartışırlar. Böylesine bir ortamı gören Mr. Deming çok heyecanlanır ancak bu heyecanı çok uzun sürmez.
Anlattığı iş planları, yapılması gereken yenilikler ve çıkarılması gereken kanunları söylediği bürokratlar bu isteklerini “Mevzuatta yok” gerekçesi ile kabul etmeyerek geri çevirirler. Mr. Deming büyük bir hayal kırıklığı ile Japonya’ya gider.
1950 yılında Japonya’da mühendisler ve bilim adamları * Mr. Deming’i çok iyi ve hevesli şekilde karşılarlar,
Mr.Deming’in söyledikleri ve planları çabucak kabul görür ve kendisi Japonlara toplam kalite yönetimini öğreten kişi olarak tarihe geçer.